لَّقَدۡ كَفَرَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡمَسِيحُ ٱبۡنُ مَرۡيَمَۚ قُلۡ فَمَن يَمۡلِكُ مِنَ ٱللَّهِ شَيۡـًٔا إِنۡ أَرَادَ أَن يُهۡلِكَٱلۡمَسِيحَ ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥ وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗاۗ وَلِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۚ يَخۡلُقُ مَايَشَآءُۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
التركية | Türkçe
Hristiyanlardan “Allah, Meryem oğlu Mesih İsa aleyhisselam‘dır“ diyenler kâfir olmuştur. (Ey Resûl!) Onlara de ki: “Allah, Meryem oğlu Mesih İsa aleyhisselam‘ı, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilerse, kim buna engel olabilir?“ Madem hiçbir kimsenin bunu engellemeye gücü yetmiyor, o zaman bu, O‘nun, kendisinden başka bir ilah olmayan Allah olduğuna delil olur. Şüphesiz hepsi, Meryem oğlu İsa, annesi ve diğerleri Allah‘ın yarattıklarıdır. Göklerin, yerin ve aralarında bulunan bütün yaratılmışların mülkü Allah‘ındır. Allah dilediğini dilediğinden yaratır. İsa aleyhisselam da O‘nun kulu ve resûlüdür. Allah, her şeye gücü yetendir.
مَّا ٱلۡمَسِيحُ ٱبۡنُ مَرۡيَمَ إِلَّا رَسُولٞ قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهِ ٱلرُّسُلُ وَأُمُّهُۥ صِدِّيقَةٞۖ كَانَا يَأۡكُلَانِ ٱلطَّعَامَۗ ٱنظُرۡكَيۡفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ ٱلۡأٓيَٰتِ ثُمَّ ٱنظُرۡ أَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ
التركية | Türkçe
Meryem oğlu Mesih İsa, elçi olarak gönderilen resûllerin arasından bir resûldür. Kendisinden önce gelip giden resûllerin başlarına gelen ölüm onun da başına gelecektir. Annesi Meryem aleyhesselâm çokça doğru söyleyen ve hakkı tasdik eden biriydi. Kendisi, annesiyle birlikte yemeye ihtiyaçları olduğunda yemek yiyorlardı. Yemeye ihtiyaçları olmasına rağmen nasıl ikisi de ilah olabilir?! (Ey Resûl!) Onlara şöyle düşünerek bir bak! Allah‘ın birliğine delalet eden ayetleri ve Allah Subhânehû ve Teâlâ‘dan başkasına uluhiyet nispet etmelerindeki aşırılıklarının batıl olduğunu onlara nasıl açıklayabiliriz?! Onlar bu ayetlere iman etmiyorlardı. Sonra tekrar teemmül ederek bir bak! Allah Teâlâ‘nın birliğini apaçık gösteren ayetlere rağmen haktan nasıl çevriliyorlar?!
إِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ٱذۡكُرۡ نِعۡمَتِي عَلَيۡكَ وَعَلَىٰ وَٰلِدَتِكَ إِذۡ أَيَّدتُّكَ بِرُوحِ ٱلۡقُدُسِ تُكَلِّمُ ٱلنَّاسَفِي ٱلۡمَهۡدِ وَكَهۡلٗاۖ وَإِذۡ عَلَّمۡتُكَ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَٱلتَّوۡرَىٰةَ وَٱلۡإِنجِيلَۖ وَإِذۡ تَخۡلُقُ مِنَ ٱلطِّينِ كَهَيۡـَٔةِ ٱلطَّيۡرِبِإِذۡنِي فَتَنفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيۡرَۢا بِإِذۡنِيۖ وَتُبۡرِئُ ٱلۡأَكۡمَهَ وَٱلۡأَبۡرَصَ بِإِذۡنِيۖ وَإِذۡ تُخۡرِجُ ٱلۡمَوۡتَىٰ بِإِذۡنِيۖ وَإِذۡكَفَفۡتُ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ عَنكَ إِذۡ جِئۡتَهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡهُمۡ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
التركية | Türkçe
Hani Yüce Allah‘ın İsa aleyhisselam‘a hitap ederek, “Ey Meryem oğlu İsa! Seni babasız olarak yarattım. Annen Meryem aleyhesselam‘ı çağında yaşayan kadınlardan üstün tuttum ve seni Cibril aleyhisselam‘la destekledim. Sana bahşetmiş olduğum bütün bu nimetlerimi an!“ demişti. Sana bahşettiğim nimetlerden bazıları şunlardır: (Kundaktayken) insanları Allah‘a davet ederek konuşmuştun. Ardından seni orta yaştayken elçi olarak gönderdim, sen de insanlarla konuşarak onları dine davet ettin. Sana yazı yazmayı öğrettim. Mûsâ aleyhisselam‘a indirilen Tevrat‘ı ve sana indirilen İncil‘i öğrettim. Sana şeriatın sırlarını, faydalarını ve hikmetlerini öğrettim. Çamurdan kuş şekli yapıyor, sonra ona üflüyordun da canlanıp kuş oluyordu. Sen anasından kör olarak doğanlara şifa veriyordun, alaca hastalığına yakalanmış kimseye şifa oluyordun ve hastalıklı derisi iyileşiveriyordu. Yüce Allah‘a ölülerin dirilmesi için ettiğin dua ile ölüleri diriltiyordun. Bunların hepsi Benim iznimle oluyordu. Bahşettiğim nimetlerimden biri de apaçık mucizelerle kendilerine geldiğinde seni öldürmek isteyen İsrailoğulları‘nı senden uzaklaştırmamdır. Onlardan bazısı bunları inkâr edip şöyle dediler: “İsa‘nın getirdikleri apaçık sihirden başka bir şey değildir.“
وَإِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ءَأَنتَ قُلۡتَ لِلنَّاسِ ٱتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَٰهَيۡنِ مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالَ سُبۡحَٰنَكَمَا يَكُونُ لِيٓ أَنۡ أَقُولَ مَا لَيۡسَ لِي بِحَقٍّۚ إِن كُنتُ قُلۡتُهُۥ فَقَدۡ عَلِمۡتَهُۥۚ تَعۡلَمُ مَا فِي نَفۡسِي وَلَآ أَعۡلَمُ مَا فِينَفۡسِكَۚ إِنَّكَ أَنتَ عَلَّـٰمُ ٱلۡغُيُوبِ
التركية | Türkçe
Kıyamet günü Yüce Allah‘ın Meryem oğlu İsa aleyhisselam‘a hitap ederek, “Ey Meryem oğlu İsa! ‘Beni ve annemi Allah‘tan başka iki mabud olarak edinin!‘ diye insanlara sen mi söyledin?“ dediği zamanı hatırla! İsa, Rabbini tenzih ederek şöyle cevap verdi: “Onlara haktan başka bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer ben böyle söylemiş olsaydım, kesinlikle Sen bunu bilirdin. Çünkü hiçbir şey Sana gizli kalmaz. Sen benim nefsimde gizlediğim şeyi bilirsin, ama ben ise Senin nefsinde olanı bilmem. Şüphesiz Sen tek başına her gizli ve açık olanı bilensin.“
