التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Türkçe سورة [المؤمنون]

وَجَعَلۡنَا ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥٓ ءَايَةٗ وَءَاوَيۡنَٰهُمَآ إِلَىٰ رَبۡوَةٖ ذَاتِ قَرَارٖ وَمَعِينٖ

التركية | Türkçe

Meryemin oğlu İsayı ve annesi Meryemi kudretimize delalet eden birer ayet kıldık. Meryem, ona babasız olarak hamile kaldı. Biz, o ikisini yüksek, akarsuyu olan, düzgün ve meskun bir yere yerleştirdik.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Türkçe سورة [الأنبياء]

وَٱلَّتِيٓ أَحۡصَنَتۡ فَرۡجَهَا فَنَفَخۡنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلۡنَٰهَا وَٱبۡنَهَآ ءَايَةٗ لِّلۡعَٰلَمِينَ

التركية | Türkçe

(Ey Resûl) Namusunu zinadan koruyan Meryem aleyhesselamın kıssasını da hatırla. Yüce Allah ona Cebrail aleyhisselamı gönderdi ve ona ruh üfledi. Ardından Meryem, İsâ aleyhisselama hamile kaldı. Meryem ve oğlu İsa insanlara Allahın kudretini gösteren bir delildi. Hiçbir şey Yüce Allahı aciz bırakamaz. Zira İsayı babasız bir şekilde yaratmıştır.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Türkçe سورة [مريم]

وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَرۡيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتۡ مِنۡ أَهۡلِهَا مَكَانٗا شَرۡقِيّٗا

التركية | Türkçe

(Ey Resûl!) Sana indirilen Kuranda Meryem aleyhesselamın haberini de zikret. Hani ailesinden ayrılıp tek başına doğu yönündeki bir yerde inzivaya çekilmişti.

فَٱتَّخَذَتۡ مِن دُونِهِمۡ حِجَابٗا فَأَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرٗا سَوِيّٗا

التركية | Türkçe

Kavmi ile kendisi arasına Rabbine olan ibadetini görmeyecekleri bir perde edindi. Biz ona Cebrail aleyhisselamı gönderdik, o da tam bir insan suretinde ona gözüktü. Meryem, bu kimsenin ona zarar vermek istemesinden korktu.

قَالَتۡ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيّٗا

التركية | Türkçe

Onu kendisine doğru yönelmiş, normal yaratılışta bir insan suretinde görünce ona, Eğer Allahtan korkan takvalı bir kimse isen, sana karşı Rahmanın himayesini dilerim. dedi.

قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمٗا زَكِيّٗا

التركية | Türkçe

Cebrail aleyhisselam, Ben beşer değilim. Ancak ben Rabbinin sana tertemiz bir oğul bahşetmesi için sana gönderdiği elçisiyim. dedi.

قَالَتۡ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞ وَلَمۡ أَكُ بَغِيّٗا

التركية | Türkçe

Meryem şaşırmış bir halde, Bana bir eş ya da başkası yaklaşmadığı ve ben zinakâr biri olmadığım halde nasıl bir oğlum olabilir? dedi.

قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞۖ وَلِنَجۡعَلَهُۥٓ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِ وَرَحۡمَةٗ مِّنَّاۚ وَكَانَ أَمۡرٗا مَّقۡضِيّٗا

التركية | Türkçe

Cebrail ona, Evet böyledir. Sana bir eş ya da başkası dokunmamıştır ve sen zinakâr biri de olmadın. dedi. Fakat Rabbin Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: Babasız bir çocuk yaratmak Bana çok kolaydır. Sana bahşedilen bu çocuk, insanlar için Allahın kudretine dair bir alamet, sana ve ona iman edenlere bir rahmet olacaktır. Senin çocuğunun yaratılması Allah tarafından takdir edilmiş ve Levh-i Mahfuzda yazılmış bir husustur.

۞فَحَمَلَتۡهُ فَٱنتَبَذَتۡ بِهِۦ مَكَانٗا قَصِيّٗا

التركية | Türkçe

Meryem, melek kendisine çocuğun ruhunu üfledikten sonra hamile kaldı ve insanlardan uzak bir yerde inzivaya çekildi.

فَأَجَآءَهَا ٱلۡمَخَاضُ إِلَىٰ جِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ قَالَتۡ يَٰلَيۡتَنِي مِتُّ قَبۡلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسۡيٗا مَّنسِيّٗا

التركية | Türkçe

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevk etti. Meryem aleyhesselam, Keşke bugünden önce ölseydim, benim hakkımda kötü düşünmemeleri için unutulup gitseydim. dedi.

فَنَادَىٰهَا مِن تَحۡتِهَآ أَلَّا تَحۡزَنِي قَدۡ جَعَلَ رَبُّكِ تَحۡتَكِ سَرِيّٗا

التركية | Türkçe

Ayaklarının altından İsa ona seslenerek, Üzülme sakın! Rabbin ayaklarının altından kendisinden içeceğin bir su arkı var kılmıştır. dedi.

وَهُزِّيٓ إِلَيۡكِ بِجِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ تُسَٰقِطۡ عَلَيۡكِ رُطَبٗا جَنِيّٗا

التركية | Türkçe

Hurma ağacını sıkıca tut ve silkele ki senin için toplayacağın taze hurma dökülsün.

فَكُلِي وَٱشۡرَبِي وَقَرِّي عَيۡنٗاۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ ٱلۡبَشَرِ أَحَدٗا فَقُولِيٓ إِنِّي نَذَرۡتُ لِلرَّحۡمَٰنِ صَوۡمٗا فَلَنۡ أُكَلِّمَٱلۡيَوۡمَ إِنسِيّٗا

التركية | Türkçe

Taze hurmadan ye, sudan iç, yeni doğan bebeğinden dolayı mutlu ol, sakın üzülme. İnsanlardan birini görür de sana yeni doğan bebeğinden sorarsa ona de ki: Ben Rabbim için kendime konuşmamayı adadım. Bugün hiç kimseyle konuşmayacağım.

فَأَتَتۡ بِهِۦ قَوۡمَهَا تَحۡمِلُهُۥۖ قَالُواْ يَٰمَرۡيَمُ لَقَدۡ جِئۡتِ شَيۡـٔٗا فَرِيّٗا

التركية | Türkçe

Meryem çocuğunu taşıyarak halkının yanına geldi. Halkı, onun bu yaptığını kötü gördü ve şöyle dedi: Ey Meryem! Çok büyük bir kötülükle, babası olmayan bir çocukla geldin.

يَـٰٓأُخۡتَ هَٰرُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ ٱمۡرَأَ سَوۡءٖ وَمَا كَانَتۡ أُمُّكِ بَغِيّٗا

التركية | Türkçe

Ey ibadet etmede Haruna benzeyen kadın! Senin baban da annen de zinakâr biri değildi. Sen salihliği ile bilinen temiz bir ailedensin. Nasıl olur da babası olmayan bir çocukla gelirsin?

فَأَشَارَتۡ إِلَيۡهِۖ قَالُواْ كَيۡفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي ٱلۡمَهۡدِ صَبِيّٗا

التركية | Türkçe

Meryem kundakta bulunan oğlu İsa aleyhisselamı işaret etti. Halkı da şaşkın bir şekilde, Kundaktaki bir çocukla nasıl konuşabiliriz? dediler.

قَالَ إِنِّي عَبۡدُ ٱللَّهِ ءَاتَىٰنِيَ ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلَنِي نَبِيّٗا

التركية | Türkçe

İsa aleyhisselam konuşarak şöyle dedi: Şüphesiz ki ben Allahın kuluyum, bana İncili verdi ve beni peygamberlerinden biri kıldı.

وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيۡنَ مَا كُنتُ وَأَوۡصَٰنِي بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمۡتُ حَيّٗا

التركية | Türkçe

Nerede olursam olayım kullar için beni çok faydalı kıldı. Hayatım boyunca namaz kılmamı ve zekât vermemi bana emretti.

وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَتِي وَلَمۡ يَجۡعَلۡنِي جَبَّارٗا شَقِيّٗا

التركية | Türkçe

Beni anneme itaatkâr biri kıldı. Rabbimin itaatine büyüklük taslayan ve Ona isyan eden biri kılmadı.

وَٱلسَّلَٰمُ عَلَيَّ يَوۡمَ وُلِدتُّ وَيَوۡمَ أَمُوتُ وَيَوۡمَ أُبۡعَثُ حَيّٗا

التركية | Türkçe

Doğduğum gün, öldüğüm gün ve kıyamette diriltileceğim gün, şeytan ve avenelerinden bana eman verildi. Bu dehşet verici üç durumda şeytan beni kandıramayacaktır.

ذَٰلِكَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَۖ قَوۡلَ ٱلۡحَقِّ ٱلَّذِي فِيهِ يَمۡتَرُونَ

التركية | Türkçe

İşte bu vasıflarla zikredilen kişi Meryem oğlu İsa aleyhisselamdır. Bu söz onun hakkında söylenmiş hak sözdür. Onun hakkında ihtilafa düşen sapkınların söylediği gibi değildir.

مَا كَانَ لِلَّهِ أَن يَتَّخِذَ مِن وَلَدٖۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ

التركية | Türkçe

Yüce Allahın çocuk edinmesi düşünülemez. Yüce Allah bundan yüce ve münezzehtir. Bir işe hükmettiğinde Allah Subhanehu ve Teâlâ için ona Ol! demesi yeterlidir, o da muhakkak oluverir. İşte kim bu vasıflara sahipse, o, çocuk edinmekten münezzehtir.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Türkçe سورة [المائدة]

لَّقَدۡ كَفَرَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡمَسِيحُ ٱبۡنُ مَرۡيَمَۚ قُلۡ فَمَن يَمۡلِكُ مِنَ ٱللَّهِ شَيۡـًٔا إِنۡ أَرَادَ أَن يُهۡلِكَٱلۡمَسِيحَ ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥ وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗاۗ وَلِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۚ يَخۡلُقُ مَايَشَآءُۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

التركية | Türkçe

Hristiyanlardan Allah, Meryem oğlu Mesih İsa aleyhisselamdır diyenler kâfir olmuştur. (Ey Resûl!) Onlara de ki: Allah, Meryem oğlu Mesih İsa aleyhisselamı, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilerse, kim buna engel olabilir? Madem hiçbir kimsenin bunu engellemeye gücü yetmiyor, o zaman bu, Onun, kendisinden başka bir ilah olmayan Allah olduğuna delil olur. Şüphesiz hepsi, Meryem oğlu İsa, annesi ve diğerleri Allahın yarattıklarıdır. Göklerin, yerin ve aralarında bulunan bütün yaratılmışların mülkü Allahındır. Allah dilediğini dilediğinden yaratır. İsa aleyhisselam da Onun kulu ve resûlüdür. Allah, her şeye gücü yetendir.

مَّا ٱلۡمَسِيحُ ٱبۡنُ مَرۡيَمَ إِلَّا رَسُولٞ قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهِ ٱلرُّسُلُ وَأُمُّهُۥ صِدِّيقَةٞۖ كَانَا يَأۡكُلَانِ ٱلطَّعَامَۗ ٱنظُرۡكَيۡفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ ٱلۡأٓيَٰتِ ثُمَّ ٱنظُرۡ أَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ

التركية | Türkçe

Meryem oğlu Mesih İsa, elçi olarak gönderilen resûllerin arasından bir resûldür. Kendisinden önce gelip giden resûllerin başlarına gelen ölüm onun da başına gelecektir. Annesi Meryem aleyhesselâm çokça doğru söyleyen ve hakkı tasdik eden biriydi. Kendisi, annesiyle birlikte yemeye ihtiyaçları olduğunda yemek yiyorlardı. Yemeye ihtiyaçları olmasına rağmen nasıl ikisi de ilah olabilir?! (Ey Resûl!) Onlara şöyle düşünerek bir bak! Allahın birliğine delalet eden ayetleri ve Allah Subhânehû ve Teâlâdan başkasına uluhiyet nispet etmelerindeki aşırılıklarının batıl olduğunu onlara nasıl açıklayabiliriz?! Onlar bu ayetlere iman etmiyorlardı. Sonra tekrar teemmül ederek bir bak! Allah Teâlânın birliğini apaçık gösteren ayetlere rağmen haktan nasıl çevriliyorlar?!

إِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ٱذۡكُرۡ نِعۡمَتِي عَلَيۡكَ وَعَلَىٰ وَٰلِدَتِكَ إِذۡ أَيَّدتُّكَ بِرُوحِ ٱلۡقُدُسِ تُكَلِّمُ ٱلنَّاسَفِي ٱلۡمَهۡدِ وَكَهۡلٗاۖ وَإِذۡ عَلَّمۡتُكَ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَٱلتَّوۡرَىٰةَ وَٱلۡإِنجِيلَۖ وَإِذۡ تَخۡلُقُ مِنَ ٱلطِّينِ كَهَيۡـَٔةِ ٱلطَّيۡرِبِإِذۡنِي فَتَنفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيۡرَۢا بِإِذۡنِيۖ وَتُبۡرِئُ ٱلۡأَكۡمَهَ وَٱلۡأَبۡرَصَ بِإِذۡنِيۖ وَإِذۡ تُخۡرِجُ ٱلۡمَوۡتَىٰ بِإِذۡنِيۖ وَإِذۡكَفَفۡتُ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ عَنكَ إِذۡ جِئۡتَهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡهُمۡ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ

التركية | Türkçe

Hani Yüce Allahın İsa aleyhisselama hitap ederek, Ey Meryem oğlu İsa! Seni babasız olarak yarattım. Annen Meryem aleyhesselamı çağında yaşayan kadınlardan üstün tuttum ve seni Cibril aleyhisselamla destekledim. Sana bahşetmiş olduğum bütün bu nimetlerimi an! demişti. Sana bahşettiğim nimetlerden bazıları şunlardır: (Kundaktayken) insanları Allaha davet ederek konuşmuştun. Ardından seni orta yaştayken elçi olarak gönderdim, sen de insanlarla konuşarak onları dine davet ettin. Sana yazı yazmayı öğrettim. Mûsâ aleyhisselama indirilen Tevratı ve sana indirilen İncili öğrettim. Sana şeriatın sırlarını, faydalarını ve hikmetlerini öğrettim. Çamurdan kuş şekli yapıyor, sonra ona üflüyordun da canlanıp kuş oluyordu. Sen anasından kör olarak doğanlara şifa veriyordun, alaca hastalığına yakalanmış kimseye şifa oluyordun ve hastalıklı derisi iyileşiveriyordu. Yüce Allaha ölülerin dirilmesi için ettiğin dua ile ölüleri diriltiyordun. Bunların hepsi Benim iznimle oluyordu. Bahşettiğim nimetlerimden biri de apaçık mucizelerle kendilerine geldiğinde seni öldürmek isteyen İsrailoğullarını senden uzaklaştırmamdır. Onlardan bazısı bunları inkâr edip şöyle dediler: İsanın getirdikleri apaçık sihirden başka bir şey değildir.

وَإِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ءَأَنتَ قُلۡتَ لِلنَّاسِ ٱتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَٰهَيۡنِ مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالَ سُبۡحَٰنَكَمَا يَكُونُ لِيٓ أَنۡ أَقُولَ مَا لَيۡسَ لِي بِحَقٍّۚ إِن كُنتُ قُلۡتُهُۥ فَقَدۡ عَلِمۡتَهُۥۚ تَعۡلَمُ مَا فِي نَفۡسِي وَلَآ أَعۡلَمُ مَا فِينَفۡسِكَۚ إِنَّكَ أَنتَ عَلَّـٰمُ ٱلۡغُيُوبِ

التركية | Türkçe

Kıyamet günü Yüce Allahın Meryem oğlu İsa aleyhisselama hitap ederek, Ey Meryem oğlu İsa! Beni ve annemi Allahtan başka iki mabud olarak edinin! diye insanlara sen mi söyledin? dediği zamanı hatırla! İsa, Rabbini tenzih ederek şöyle cevap verdi: Onlara haktan başka bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer ben böyle söylemiş olsaydım, kesinlikle Sen bunu bilirdin. Çünkü hiçbir şey Sana gizli kalmaz. Sen benim nefsimde gizlediğim şeyi bilirsin, ama ben ise Senin nefsinde olanı bilmem. Şüphesiz Sen tek başına her gizli ve açık olanı bilensin.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Türkçe سورة [النساء]

وَبِكُفۡرِهِمۡ وَقَوۡلِهِمۡ عَلَىٰ مَرۡيَمَ بُهۡتَٰنًا عَظِيمٗا

التركية | Türkçe

Küfürleri ve Meryem aleyhesselama yalancı şahitlik ederek zina iftirası atmaları sebebiyle Biz onları rahmetimizden kovduk.

يَـٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لَا تَغۡلُواْ فِي دِينِكُمۡ وَلَا تَقُولُواْ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡحَقَّۚ إِنَّمَا ٱلۡمَسِيحُ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ رَسُولُٱللَّهِ وَكَلِمَتُهُۥٓ أَلۡقَىٰهَآ إِلَىٰ مَرۡيَمَ وَرُوحٞ مِّنۡهُۖ فَـَٔامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦۖ وَلَا تَقُولُواْ ثَلَٰثَةٌۚ ٱنتَهُواْ خَيۡرٗا لَّكُمۡۚ إِنَّمَاٱللَّهُ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓ أَن يَكُونَ لَهُۥ وَلَدٞۘ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا

التركية | Türkçe

Ey Resûl! İncilin kendilerine indirildiği Hristiyanları, Dininizde haddi aşmayındiyerek uyar. Allah hakkında İsa aleyhisselam ile ilgili ancak hakkı söyleyiniz. Meryem oğlu Mesih İsa, Allahın hak ile göndermiş olduğu bir resûlüdür. Allah, İsa aleyhisselamı, Cibrili Meryeme gönderdiği kelimesiyle yarattı. O kelimesi de Olemridir. O da, Allahın emri ile Cibrilin Meryeme üfürmüş olduğu ruhtur. Allaha ve resûllerinin arasında ayrım yapmadan hepsine birlikte iman ediniz, İlahlar üçtürdemeyiniz. Yalan ve bozuk olan bu sözü söylemekten vazgeçiniz. Bunu söylemekten vazgeçmeniz sizin için dünyada ve ahirette iyi ve hayırlı olur. Allah sadece tek bir ilahtır. Bir ortağının ve bir çocuğunun olmasından münezzehtir. O zengindir; göklerde, yerde ve aralarında bulunan her şeyin mülkü Onundur. Allahın göklerin ve yerin idarecisi ve düzenleyicisi olması yeterlidir.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Türkçe سورة [آل عمران]

۞إِنَّ ٱللَّهَ ٱصۡطَفَىٰٓ ءَادَمَ وَنُوحٗا وَءَالَ إِبۡرَٰهِيمَ وَءَالَ عِمۡرَٰنَ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ

التركية | Türkçe

Allah, Âdem aleyhisselamı seçti ve meleklerini ona secde ettirdi. Nuh aleyhisselamı seçti ve onu yeryüzündeki ilk resûl kıldı. İbrâhîm aleyhisselamı seçti ve peygamberliği onun neslinde kalıcı kıldı. İmrân ailesini seçti ve bunları kendi zamanlarının halkına üstün kıldı.

ذُرِّيَّةَۢ بَعۡضُهَا مِنۢ بَعۡضٖۗ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

التركية | Türkçe

İşte isimleri zikredilmiş olan bu peygamberler ve bunların yoluna tabi olanlar var ya, bunlar Allahı birlemede ve salih amel işlemede birbirlerinin soylarından gelen nesillerdir. Bunlar, faziletleri ve güzel ahlakı birbirlerine miras bırakırlar. Allah, kullarının sözlerini hakkıyla işiten ve yaptıkları amelleri hakkıyla bilendir. Bunun içindir ki O, onlardan, dilediğini tercih eder ve dilediğini seçer.

إِذۡ قَالَتِ ٱمۡرَأَتُ عِمۡرَٰنَ رَبِّ إِنِّي نَذَرۡتُ لَكَ مَا فِي بَطۡنِي مُحَرَّرٗا فَتَقَبَّلۡ مِنِّيٓۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

التركية | Türkçe

Ey Peygamber! Hatırla! Hani bir gün Meryem aleyhisselamın annesi ve aynı zamanda İmrânın karısı, Rabbim! Ben, karnımdakini halisane bir şekilde Senin rızan için ve her şeyden azatlı bir kul olarak Senin evine hizmet etmesi için Sana adadım. Bunu benden kabul buyur. Şüphe yok ki Sen, duamı hakkıyla işiten ve benim niyetimi hakkıyla bilensin. demişti.

فَلَمَّا وَضَعَتۡهَا قَالَتۡ رَبِّ إِنِّي وَضَعۡتُهَآ أُنثَىٰ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا وَضَعَتۡ وَلَيۡسَ ٱلذَّكَرُ كَٱلۡأُنثَىٰۖ وَإِنِّيسَمَّيۡتُهَا مَرۡيَمَ وَإِنِّيٓ أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ ٱلرَّجِيمِ

التركية | Türkçe

Hamilelik süresi tamamlanınca karnındakini doğurdu ve özür diler bir şekilde -karnında taşıdığının erkek olmasını arzuluyordu- şöyle dedi: Ey Rabbim! Ben, onu kız doğurdum. Hâlbuki Allah, onun neyi doğuracağını en iyi bilendir. Onun temenni ettiği erkek, yaratılış ve güç olarak ona verilen kız gibi değildi. Sonra şöyle dedi: Adını Meryem koydum, onu da onun soyunu da Senin rahmetinden kovulmuş olan şeytandan Sana sığındırıyorum. dedi.

فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٖ وَأَنۢبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنٗا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّاۖ كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيۡهَا زَكَرِيَّا ٱلۡمِحۡرَابَ وَجَدَعِندَهَا رِزۡقٗاۖ قَالَ يَٰمَرۡيَمُ أَنَّىٰ لَكِ هَٰذَاۖ قَالَتۡ هُوَ مِنۡ عِندِ ٱللَّهِۖ إِنَّ ٱللَّهَ يَرۡزُقُ مَن يَشَآءُ بِغَيۡرِ حِسَابٍ

التركية | Türkçe

Allah, onun bu adağını güzel bir kabulle kabul etti, onu güzel bir şekilde yetiştirdi ve onun kalbinin üzerine, kullarından salih kimselerin şefkatinden koydu. Zekeriya aleyhisselamı da ona bakmakla görevlendirdi. Zekeriya ne zaman onun yanına, onun bulunduğu ibadet mahalline girse, yanında kolay elde edilmiş ve güzel yiyecek bulur ve Meryeme hitaben, Ey Meryem! Sana bu rızık nereden geldi?dediğinde Meryem cevap olarak şöyle derdi: Bu rızık, Allah katındandır! Doğrusu Allah, dilediği kimseye hesapsız olarak bol rızık bağışlar.

وَإِذۡ قَالَتِ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ يَٰمَرۡيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصۡطَفَىٰكِ وَطَهَّرَكِ وَٱصۡطَفَىٰكِ عَلَىٰ نِسَآءِ ٱلۡعَٰلَمِينَ

التركية | Türkçe

Ey Peygamber! Hani bir zamanlar meleklerin Meryem aleyhisselama şöyle dediklerini hatırla: Ey Meryem! Allah seni, senin vasıflanmış olduğun övgüye değer özellikler sebebiyle seçti. Seni eksikliklerden temizledi ve seni, yaşadığın zamandaki dünya kadınlarına üstün kıldı.

يَٰمَرۡيَمُ ٱقۡنُتِي لِرَبِّكِ وَٱسۡجُدِي وَٱرۡكَعِي مَعَ ٱلرَّـٰكِعِينَ

التركية | Türkçe

Ey Meryem! Namazda kıyamını uzun tut! Rabbine secde et ve kullarından salih kimselerin rükû ettiği gibi rükû edenlerle birlikte rükû et.

ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهِ إِلَيۡكَۚ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ يُلۡقُونَ أَقۡلَٰمَهُمۡ أَيُّهُمۡ يَكۡفُلُ مَرۡيَمَ وَمَا كُنتَلَدَيۡهِمۡ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ

التركية | Türkçe

Zekeriyya ve Meryem aleyhimesselamdan sana zikretmiş olduklarımız, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Ey Peygamber! O âlimler ve salih kimseler, hangisinin Meryemin yetiştirilmesi hakkında daha çok hak sahibi olduğu konusunu tartışırlarken sen onların yanlarında değildin. Öyle ki onlar kalemlerini koyarak kura çekmişler, Zekeriya aleyhisselamın kalemi çıkmış ve kurayı kazanmıştı.

إِذۡ قَالَتِ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ يَٰمَرۡيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٖ مِّنۡهُ ٱسۡمُهُ ٱلۡمَسِيحُ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ وَجِيهٗا فِيٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ وَمِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ

التركية | Türkçe

Ey Peygamber! Meleklerin, Ey Meryem! Muhakkak ki Allah seni babasız bir evlat ile müjdelemektedir. O, Allahtan bir kelimedir dediklerini hatırla. Allah, ona Oldemiş, o da Allahın izniyle bir çocuk oluvermişti. Bu çocuğun ismi Meryemoğlu İsâdır. Onun dünyada ve ahirette yüce bir makamı vardır. Allah Teâlâya yakınlaştırılmış olan kimselerdendir.

وَيُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِي ٱلۡمَهۡدِ وَكَهۡلٗا وَمِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ

التركية | Türkçe

O, insanlarla küçük bir çocukken, henüz konuşma vaktinden önce konuşacaktır. Aynı şekilde gücü ve erkekliği kemale ermiş büyük bir kişiyken de konuşmuş, dinî ve dünyevî işlerinde onların hayrına olan şeyleri haber vermiştir. Yine o, sözlerinde ve amellerinde salihtir.

قَالَتۡ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي وَلَدٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞۖ قَالَ كَذَٰلِكِ ٱللَّهُ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَايَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ

التركية | Türkçe

Meryem, kocası olmaksızın bir çocuk sahibi olacağına şaşırarak şöyle dedi: Helâl ya da haram olarak bana bir beşer yakınlaşmamışken nasıl çocuğum olabilir?(Melek ona şöyle dedi:) İşte böyle! Allah senin için babasız bir çocuk yarattığı gibi alışılmışın ve olağanın tersine bir şekilde de istediğini yaratır. O, bir işin olmasını istediği zaman ona, Ol der ve o da hemen oluverir. Hiçbir şey Onu aciz bırakamaz.

وَيُعَلِّمُهُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَٱلتَّوۡرَىٰةَ وَٱلۡإِنجِيلَ

التركية | Türkçe

Allah ona yazmayı, doğru söz söylemeyi, söz ve amellerde başarılı olmayı öğretendir. Aynı şekilde ona Mûsâ aleyhisselama indirdiği kitap olan Tevratı ve indireceği İncili öğretendir.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Kiswahili سورة [التحريم]

وَمَرۡيَمَ ٱبۡنَتَ عِمۡرَٰنَ ٱلَّتِيٓ أَحۡصَنَتۡ فَرۡجَهَا فَنَفَخۡنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتۡ بِكَلِمَٰتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِۦوَكَانَتۡ مِنَ ٱلۡقَٰنِتِينَ

السواحيلية | Kiswahili

12. Na Allah amewapigia mfano walio muamini Allah na Mitume wake kama vile Mariamu binti Imrani, aliye linda ubikira wake, alijihifadhi kutokana na zinaa, na Allah akamuamrisha Malaika Jibril ampulizie humo roho kutoka kwetu, akapata mimba ya Issa bin Mariam bila ya baba kwa uwezo wa Allah, na akasadikisha sheria za Allah na Vitabu vyake vilivyo teremshwa kwa Mitume wake, na alikuwa miongoni mwa wenye kumtii Allah kwa kufuata amri zake na kujiepusha na makatazo yake.

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Kiswahili سورة [المؤمنون]

وَجَعَلۡنَا ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥٓ ءَايَةٗ وَءَاوَيۡنَٰهُمَآ إِلَىٰ رَبۡوَةٖ ذَاتِ قَرَارٖ وَمَعِينٖ

السواحيلية | Kiswahili

50. Na tukamfanya Issa mwana wa Mariamu na mama yake kuwa ni Ishara inayoonyesha uwezo wetu, hakika amemzaa bila ya baba, na tukawapa makimbilio kwenda mahali palipo inuka kwenye ardhi penye utulivu na chemchem za maji. 

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Kiswahili سورة [الأنبياء]

وَٱلَّتِيٓ أَحۡصَنَتۡ فَرۡجَهَا فَنَفَخۡنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلۡنَٰهَا وَٱبۡنَهَآ ءَايَةٗ لِّلۡعَٰلَمِينَ

السواحيلية | Kiswahili

91. Na kumbuka -Ewe Mtume- kisa cha Maryamu (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake), aliye linda utupu wake kutokana na zina, Allah akamtumia Malaika Jibril (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake), akampulizia roho akambeba Issa (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake), na akawa yeye na mtoto wake Issa kuwa ni Ishara kwa watu kutokana na uwezo wa Allah, na kwamba Yeye hashindwi na chochote pale alipo muumba bila ya baba. 

التصنيفات
القرآن الكريم

المختصر في التفسير Kiswahili سورة [مريم]

وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَرۡيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتۡ مِنۡ أَهۡلِهَا مَكَانٗا شَرۡقِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

16. Na kumbuka -Ewe Mtume- katika Quran hii iliyo shushwa juu yako kuhusu khabari za Maryamu (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake), pale alipo jitenga na jamaa zake akawa peke yake upande wa mashariki. 

فَٱتَّخَذَتۡ مِن دُونِهِمۡ حِجَابٗا فَأَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرٗا سَوِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

17. Na akajiwekea pazia kujikinga nao ili wasimuone anapokuwa akifanya Ibada ya Mola mlezi wake, Tukampelekea Jibril (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake), akajifananisha kwake kwa sura ya binaadamu alie kamilika maumbile, akaogopa ya kwamba anataka kumfanyia kitu kibaya. 

قَالَتۡ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

18. Alipo muona katika umbile la binaadamu aliye kamilika maumbile akimuelekea akasema: Hakika mimi najikinga kwa Mwingi wa Rehma aniepushe nawe kunifanyia kibaya, ukiwa Wewe ni mwenye kumuogopa Allah. 

قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمٗا زَكِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

19. Jibril (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake)akasema: Mimi sio binaadamu, Hakika mimi ni mwenye kutumwa na Mola mlezi wako kanituma kwako ili nikupatie zawadi ya mtoto mzuri aliye takasika. 

قَالَتۡ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞ وَلَمۡ أَكُ بَغِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

20. Akasema Maryamu kwa mshangao: Nitampataje mtoto hali mwanaadamu yeyote hajanigusa wala yeyote hajanikaribia, wala mimi sio mzinifu hadi ifikie kupata mtoto?! 

قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞۖ وَلِنَجۡعَلَهُۥٓ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِ وَرَحۡمَةٗ مِّنَّاۚ وَكَانَ أَمۡرٗا مَّقۡضِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

21. Jibril akasema kumwambia: Mambo ni kama usemavyo ya kwamba hujaguswa na mume wala yeyote wala sio mzinifu, lakini Mola mlezi wako amesema: Hayo ya kumuumba mtoto bila ya baba ni vyepesi kwangu, Na ili awe mtoto tulio kuzawadia kuwa ni Alama kwa watu juu ya uwezo wa Allah, na Rehma itokayo kwetu kwako na atakaye muamini, na hilo la kuumbwa mtoto wako ni jambo lilio kwisha hukumiwa kutoka kwa Allah, limekwisha andikwa kwenye ubao wa kuhifadhia. 

۞فَحَمَلَتۡهُ فَٱنتَبَذَتۡ بِهِۦ مَكَانٗا قَصِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

22. Basi akabeba mimba yake baada ya Malaika kupuliza, na akaondoka nayo mpaka sehemu iliyo mbali na watu. 

فَأَجَآءَهَا ٱلۡمَخَاضُ إِلَىٰ جِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ قَالَتۡ يَٰلَيۡتَنِي مِتُّ قَبۡلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسۡيٗا مَّنسِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

23. Akafikwa na machungu, akajielekeza kwenye shina la mtende, akasema Maryamu (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake): Laiti ningeli kufa kabla ya siku hii, na nikawa kitu kisicho tajwa ili nisidhaniwe vibaya. 

فَنَادَىٰهَا مِن تَحۡتِهَآ أَلَّا تَحۡزَنِي قَدۡ جَعَلَ رَبُّكِ تَحۡتَكِ سَرِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

24. Akamwita Issa kutoka chini yake: Usihuzunike! Hakika Mola mlezi wako amejaalia chini yako kijimto kidogo cha maji utakunywa. 

وَهُزِّيٓ إِلَيۡكِ بِجِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ تُسَٰقِطۡ عَلَيۡكِ رُطَبٗا جَنِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

25. Na kamata hilo gogo la mtende litikise utakuangushia tende nzuri zilizo mbivu muda huo.

فَكُلِي وَٱشۡرَبِي وَقَرِّي عَيۡنٗاۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ ٱلۡبَشَرِ أَحَدٗا فَقُولِيٓ إِنِّي نَذَرۡتُ لِلرَّحۡمَٰنِ صَوۡمٗا فَلَنۡ أُكَلِّمَٱلۡيَوۡمَ إِنسِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

26. Basi kula tende mbivu, na kunywa maji, na itulizane nafsi yako kwa kujifungua na wala usihuzunike, Na pindi ukimuona mtu yeyote akakuuliza kuhusu khabari za kujifungua basi mwambie: Hakika mimi nimeweka nadhiri kwa Allah ya kufunga kwa kuto zungumza, hivyo leo sitasema na mtu yeyote. 

فَأَتَتۡ بِهِۦ قَوۡمَهَا تَحۡمِلُهُۥۖ قَالُواْ يَٰمَرۡيَمُ لَقَدۡ جِئۡتِ شَيۡـٔٗا فَرِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

27. Maryamu akenda na mwanaye kwa jamaa watu wake huku amembeba, Wakasema watu wake kwa kukanusha: Ewe Maryamu! Hakika umeleta na kuzua kitu kikubwa, unakuja na mtoto bila ya baba. 

يَـٰٓأُخۡتَ هَٰرُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ ٱمۡرَأَ سَوۡءٖ وَمَا كَانَتۡ أُمُّكِ بَغِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

28. Ewe unaye fanana na Harun kwa Ibada (naye ni mtu mwema) Baba yako hakuwa mtu mzinifu, wala mama yako hakuwa kahaba, Wewe ni katika nyumba takatifu inayo julikana kwa wema, inakuwaje waleta mtoto asiyekuwa na baba?! 

فَأَشَارَتۡ إِلَيۡهِۖ قَالُواْ كَيۡفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي ٱلۡمَهۡدِ صَبِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

29. Akawaashiria kwa mtoto wake Issa (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake)akiwa amebebwa, Wakasema watu wake kwa kustaajabu: Vipi tumsemeshe aliye mdogo naye kabebwa?! 

قَالَ إِنِّي عَبۡدُ ٱللَّهِ ءَاتَىٰنِيَ ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلَنِي نَبِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

30. Akasema Issa (Rehma na Amani za Allah ziwe juu yake): Mimi ni mja wa Allah, amenipatia Injili, na kanijaalia kuwa Nabii miongoni mwa Manabii wake. 

وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيۡنَ مَا كُنتُ وَأَوۡصَٰنِي بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمۡتُ حَيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

31. Na amenijaalia ni mwenye kuwasaidia waja popote pale niwapo, Na ameniusia kutekeleza Swala na kutoa Zaka muda wote wa uhai wangu. 

وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَتِي وَلَمۡ يَجۡعَلۡنِي جَبَّارٗا شَقِيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

32. Na kanijaalia nimtendee wema mama yangu, Wala hakunifanya niwe jeuri katika kumtii Mola mlezi wangu, wala mwenye kumuasi. 

وَٱلسَّلَٰمُ عَلَيَّ يَوۡمَ وُلِدتُّ وَيَوۡمَ أَمُوتُ وَيَوۡمَ أُبۡعَثُ حَيّٗا

السواحيلية | Kiswahili

33. Na mwenye amani kutokana na Shaitwani na wasaidizi wake juu yangu siku niliyo zaliwa na siku nitakayo kufa na siku nitakayo fufuliwa kuwa hai siku ya Qiyama, hakunichezea Shaitwani sehemu hizo tatu zinazo tisha. 

ذَٰلِكَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَۖ قَوۡلَ ٱلۡحَقِّ ٱلَّذِي فِيهِ يَمۡتَرُونَ

السواحيلية | Kiswahili

34. Huyo mwenye sifa hizo ndiye Issa mwana wa Maryamu, na hayo maneno ndiyo kauli ya haki, sio kama wanavyo sema walio potea ambayo wanashaka kwa hilo na kutofautiana. 

مَا كَانَ لِلَّهِ أَن يَتَّخِذَ مِن وَلَدٖۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ

السواحيلية | Kiswahili

35. Haifai kwa Allah kuwa na mtoto, Yeye ametakasika kwa hilo, na Anapo lihukumu jambo basi yatosha kwake kuliambia tu: (Kuwa) Likawa bila ujanja, Mwenye kuwa hivyo ni mwenye kutakasika na kuwa na mtoto.